Biz milyonlardık, yıllarca söz verdik. Şehrimizi, ülkemizi ve sonra bütün dünyayı değiştirmek üzere, mazlum coğrafyaları kurtarmak ve yenilsek de vazgeçmemek üzere söz verdik. Yeminler ettik, gerekirse kendimizden, sevdiklerimizden geçecek ama vatan, millet ve Millet-i İbrahim’den asla vazgeçmeyecektik. Söz Uçar: Barış Bıçakçı’nın Hikayesinden Nuriye Gülmen & Semih Özakça İçin Kısa Film! Söz uçar yazı kalır sözü ne anlama gelmektedir Diğer Yazılar Kul Hakkı Kavramı Ne Anlama Gelmektedir Söz Uçar Yazı Kalır Atasözünün Anlamı. Söz Uçar Yazı Kalır. 4,600 likes 71 talking about this. Hayatın İçinden. Tür zu Tür-Wahlkampf mit der Jungen Union. Leonard Bernsteins 'Candide'. Der neue Duden kommt! The Promise - Die Erinnerung bleibt. So moderiere ich. Straßenkatzen in Istanbul. Wusstet ihr's? Facts zu unseren Lieblingsweihnachtsfilmen! Baupläne auf Flohmarktgelände. Nedim Gürsel adlı yazara ait Söz Uçar kitabı kapıda ödeme, taksit seçenekleri ve Sözcü Kitabevi'nden satın alabilirsiniz. Biz milyonlardık ve yıllarca söz verdik. Önce dava, vatan ve millet dedik. Davamız aşkımız, sevdamız Türkiye, rüyamız yeni bir dünyaydı. Uyursak yoruluyor, koşturdukça dinleniyorduk. Çalıştıkça rahat ederken, dinlendikçe sıkılıyorduk. Geldbörsen. Söz Uçar Yazı Kalır IngilizceSöz Uçar Kısa FilmDuvarlara sloganlarımızı yazarken yorulanlarımız, direklere bayrak asarak enerji depoluyordu. Takvimler günü, gece ve gündüz diye ayırırken, biz bu ayrımı çalıştığımız ve çalışmadığımız zaman olarak yapıyorduk. Çalışmalarımızı, sokakta kimse kalmayana kadar devam ettiriyorduk çünkü söz vermiştik ve biz milyonlardık. Mücahedenin kralını yapıyorduk, belki kelli felli değildik ama orta yol ehliydik. İddia sahibiydik, bir elimize Karun’un hazinelerini, diğerine şehrin anahtarlarını verseler davamızdan vazgeçmeyiz diye anlatıyorduk. Zor günlerin adamıydık, bizim için olmaz diye bir şey yoktu ve imkansız dedikleri belki biraz zaman alabilirdi. Yavuzlar, Fatihler, Abdülhamitler’dik. Biz Ulubatlı Hasan, Seyit Onbaşıydık, Anadolu’nun Fatih’i Sultan Alparslan’dık. Bosna’ya her gün ağlar, Çeçen dağlarının marşları ile heyecanımızı perçinlerdik. Bağdat, Bağdat, aahhh Bağdat diye haykırırdık. Şehit tahtında Rabbe gülümsemek en büyük hayalimizdi. Zincirleri kırarak Ayasofya’yı açmaya ant içmiştik. Eyy Kudüs, gözü yaşlı Kudüs ve Selahattin’in mücahit torunları, onlar her daim dualarımızın en hisli kısmında yer alırdı. Çok imtihanı yüz aklığıyla verdik. Biz milyonlardık, söz vermiştik ve vazgeçmeye de hiç niyetimiz yoktu. Sonra birden bir şey oldu. Önce başparmaklarımızı indirdik sessizce, biraz da mahcup. Dünyanın aldatıcı nimetleri ile buluştukça, teknoloji arttıkça, cüzdanlarımıza kredi kartları girdikçe, yüksek maaşlar hesaplarımıza yattıkça, şatafatlı ofislerin rahat koltuklarına yayıldıkça, sekreterlerimiz ikramlarda bulundukça bir şeyler değişmeye başladı. Bir şeyler gitti bizden.
0 Comments
Leave a Reply. |
AuthorWrite something about yourself. No need to be fancy, just an overview. Archives
April 2019
Categories |